Lohusalık Depresyonu

Lohusalık Depresyonu Nedir?

Lohusalık hüznü geçiren 3-4 kadından birinde lohusalık hüznüne ilişkin belirtilerin kendi kendine düzelmemesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Lohusalık depresyonu, doğum sonrası ilk ay içinde ortaya çıkan, gün boyu süren çökkünlük ve hiçbir şeyden keyif alamama halidir.

Lohusalık Depresyonu Belirtileri Nelerdir?

• Eskiden keyif veren şeylerden artık keyif alamama,
• Hiçbir şey yapmak, kimseyle konuşmak istememe,
• Bazen aşırı uyku bazen de uykusuzluk hali,
• Aşırı yorgunluk, halsizlik hissi,
• Değersizlik ve suçluluk hissi,
• Dikkati hiçbir şeye verememe,
• Daha çok kilo verme ya da kilo almaya neden olan iştah değişiklikleri,
• Bazen kendine zarar verme ve intihar fikirleri,
• Genellikle sabah saatlerinde duyguların daha kötü olması ve bu durumun gün boyu devam etmesi.

Lohusalık depresyonu; 

• Doğum sonrası hormonal değişimlerin,
• İlişki sorunlarının,
• Geçmiş travmaların,
• Lohusalık döneminde desteksiz kalmanın,
• Sosyoekonomik güçlüklerin bir arada sorumlu olduğu bir tablodur.

Hamilelikte ya da daha önceki lohusalık dönemlerinde depresyon geçirenlerde daha sık görülüyor. Eğer tedavi edilmezse çeşitli olumsuz sonuçları görülebilmektedir. Bebeğinizle bağlanma sorunlarına ve emzirme problemlerine yol açabilmektedir. Lohusalık depresyonu geçiren ve tedavi görmeyen annelerin çocuklarında ilerleyen yıllarda davranış bozuklukları, çeşitli ruhsal hastalıklar, sosyal yetersizlikler, hatta obezitenin bile daha fazla olduğu gösterilmiştir.

Lohusalık Depresyonu Tedavisi

• Öncelikle bu durumun bir hastalık olduğu kişi tarafından kabul edilmelidir.
• Bu bir eksiklik ya da yetersizlik olmamakla birlikte, aileyi bu konuda bilgilendirmek ve onların desteğini istemek doğaldır.
• Yaşanılanların her lohusa kadında görülen psikolojik değişikliklerden daha şiddetli olduğunu özellikle belirtmek önemlidir.
• Hem annenin hem de bebeğin iyiliği için en kısa zamanda bir psikiyatriste başvurulmalıdır.
• Bazen bu durumun çeşitli tiroid hastalıkları ya da dâhili hastalıklar gibi hiç akla gelmeyecek nedenleri olabilmektedir.
• Dahası lohusalık sırasında ortaya çıkan depresyon, bipolar bozukluk ya da lohusalık psikozu gibi daha ciddi psikiyatrik hastalıkların bir habercisi olmaktadır.
• Tüm bunların erken teşhisi ve tedavisi son derece önemlidir.
• Aklınıza “psikiyatrist bana ilaç yazar, süte geçer, emziremem” gibi düşünceler gelebilir. Biz psikiyatristler de ‘en az sizin kadar’ bebeğinizi önemsiyoruz. Bu süreçte neler yapılması gerektiğine doktorunuzla karar vereceksiniz. Pek çok tedavi alternatifi var ve bunların çoğu oldukça etkilidir.