8 -12 Aylık Bebeklerde Duygusal ve Sosyal Gelişim - Noema Aile Güncel Yazılar

8 -12 Aylık Bebeklerde Duygusal ve Sosyal Gelişim

Sosyal ve duygusal gelişim, diğer insanlarla etkileşim kurmayı ve kendi duygularınızı anlamayı ve kontrol etmeyi öğrenmeyi içerir. Bebekler, doğumdan itibaren çevrelerindeki insanlarla iletişim kurmaya başlasalar da paylaşmayı ve insanlarla etkileşim kurmayı öğrenme süreci uzun yıllar alır. Çocuklar, sosyal-duygusal becerilerini geliştirmeye genç yetişkinliklerine kadar devam ederler.

Bu aylarda, bazen bebeğiniz size iki ayrı karaktere sahip gibi görünebilir. İlk karakteri, size karşı açık ve sevecen olan biri olacaktır. İkinci karakteri olarak da tanıdık olmayan insanların veya nesnelerin yanında endişeli, bağımlı ve kolayca korkan, bir başkası olacaktır. Bazı insanlar, bunun sizin onu şımarttığınız için olduğunu düşünebilir fakat bu doğru değildir. Bunun sebebi siz veya ebeveynlik tarzınız değil, onun artık tanıdık olan ve olmayan durumlar arasındaki farkı anlayabiliyor oluşudur. Aslında bu öngörülebilir endişeler, bebeğinizin sizinle sağlıklı bir iletişim kurduğunun kanıtıdır.

Bebeğinizin yabancıların yanında endişe duyması, ulaşacağı ilk duygusal gelişim aşamalarından biridir. Üç aylıkken tanımadığı insanlarla sakin bir şekilde iletişim kurabilen çocuğunuzun, yabancıların yanında gerilmeye başladığını görmeniz sizi endişelendirebilir. Ancak, bu durum oldukça normaldir. Bebeğinizin yanında rahat olduğu insanların, yanına aceleyle yaklaşması artık onu endişelendirebilir, ağlamaya veya saklanmaya teşvik edebilir.

Aynı zamanda, bebeğiniz size daha bağlı bir hale gelecek ve sizden ayrılmakta güçlük çekecektir. Bu ayrılık kaygısının başlangıcıdır. Her nesnenin benzersiz ve kalıcı olduğunu öğrendiği gibi, sizden de sadece bir tane olduğunu keşfedecektir. Onun görüş alanında olmadığınız zamanda da var olduğunuzu bilecek ve onun yanında olmadığınız için sıkıntıya düşecektir. Zaman kavramı güçlü olmadığı için, ne zaman yanına gideceğinizi bilemeyecek, hatta yanına gidip gitmeyeceğinizden endişe duyacaktır. Biraz daha büyüdüğü zaman, sizinle olan geçmiş deneyimlerini hatırlayabilecek ve bunlar sayesinde yeniden bir araya geleceğinizi tahmin edip rahatlayabilecektir. Ancak bu yaşlardayken bunların farkında olamayacak, yan odaya gitmek için bile olsa yanından ayrıldığınızda telaşlanıp ağlayacaktır. Bu süreçte, onu başkasıyla bıraktığınız zaman şiddetli bir şekilde ağlayabilir, uykuya bırakmanızı reddedebilir ve uykusundan sizi arayarak uyanabilir.

Peki bu ayrılık kaygısı ne kadar sürmeli? Ayrılık kaygısı genellikle on ila on sekiz ay arasında en yoğun şekilde görülür ve ikinci yılın son yarısında kaybolur. Bazı yönlerden, çocuğunuzun bu duygusal gelişim aşaması, ikiniz için de hassas olacakken bazı yönlerden de acı verici olabilir. Bebeğinizin sizinle birlikte olma arzusu onun ilk ve en büyük aşkına, yani size olan bağlılığının bir işaretidir. Çocuğunuzun ileriki yaşları dahil olmak üzere bir daha kimsenin, sizin bu kadar mükemmel olduğunuzu düşünmeyeceğini fark ettiğiniz zaman, çocuğunuzun kollarınıza girerken hissettiği bu yoğun duygu sizin için karşı konulamaz olacaktır. Bebeğinizi sizin için ağlarken bırakmak size her seferinde suçluluk duygusu hissettirecek olsa da diğer yandan da onun sürekli size sarılıyor olmasından da yorulabilirsiniz. Neyse ki, bu yaşadığınız duygusal iniş çıkışlar, ayrılık kaygısıyla doğru orantılı olarak azalacaktır. Bir yandan da ayrılma sürecinizi daha önemsiz hale getirmeye çalışın. Aşağıda sizlere yardımcı olacak bazı önerilere ulaşabilirsiniz: 

  1. Bebeğiniz yorgun, aç veya hasta olduğu zamanlarda ayrılık kaygısına daha duyarlı olacaktır. Dışarı çıkmanız gerekiyorsa bebeğinizin bu ihtiyaçlarının karşılamış olduğundan emin olun ve hasta olduğunda mümkün olduğunca onunla kalmaya çalışın.
  2. Ayrılırken telaşa kapılmayın. Sizin telaşlı olmanız bebeğinizi de telaşlandırır. Bu yüzden, ayrılma durumlarında sakin kalın ve bebeğinizin yanında kalan kişinin dikkat dağıtmasını sağlayın (yeni bir oyuncakla veya banyoyla). Sonrasında elveda diyerek uzaklaşın.
  3. Bebeğinizin gözyaşlarının, sizinle ayrıldıktan birkaç dakika sonrasında dineceğini unutmayın. Patlamaları sizi kalmaya ikna etmek içindir. Siz gözden kaybolduktan bir süre sonra ilgisini yanında kalan kişiye çevirecektir. Bu yüzden, ayrılma durumlarında kararlı ve tutumlu davranışlarınızdan vazgeçmeyin.
  4. Evde kısa süreli alıştırma seansları yaparak, bebeğinizin ayrılıkla başa çıkmayı öğrenmesine yardımcı olun. Alıştığı zaman, ayrılığı kabul etmek onun için daha kolay olacaktır. Bebeğiniz onun için güvenli bir odaya emekleyerek gittiğinde, peşinden gitmek için birkaç dakika bekleyin. Birkaç saniyeliğine başka bir odaya gitmeniz gerektiğinde ona gittiğinizi ve geri döneceğinizi söylemeyi unutmayın. Eğer yokluğunuzda telaşlanırsa, koşarak geri gitmek yerine ona seslenin. Bebeğiniz zamanla, gittiğinizde korkunç bir durumla karşılaşmadığını ve en önemlisi de gideceğinizi söylediğiniz zaman geri döneceğinizi öğrenmiş olacak.
  5. Çocuğunuzu bir bakıcının evine veya çocuk bakım merkezine götürürseniz onunla o ortamda birkaç dakika oyun oynamadan gitmeyin. Bebeğinizi götürdüğünüz ortama alıştırdığınızdan emin olun. Ayrılırken daha sonra geri döneceğinize dair ona güvence verin.

Çocuğunuzun, size güçlü ve sağlıklı bir bağlılığı varsa, ayrılık kaygısı genellikle diğer bebeklere göre daha erken ortaya çıkar ve daha erken kaybolur. Bu zamanlarında, bebeğinizin sahiplenici oluşuna içerlemek yerine, ona karşı elinizden geldiğince sıcak ve iyi niyetli olun. Eylemlerinizle ona, sevgiyi ifade etmeyi ve sevgiye karşılık vermeyi öğrettiğinizi unutmayın. Bunlar, gelecek yıllarda güveneceği duygusal temelleri oluşturacaktır.

En başından beri, bebeğinizi belirli karakter özelliklerine ve tercihlere sahip olan eşsiz bir birey olarak gördünüz. Bunun yanında, çocuğunuz sizden ayrı bir kişi olarak, kendisine dair bir fikre sahip değildi. Şimdi ise bebeğinizin kimlik duygusu çiçek açacak ve bir birey olarak kendine dair artan bir algı geliştirecektir. Çocuğunuz size kendi kişiliğini daha açık bir şekilde göstermeye başladıkça siz de gelecekte nasıl biri olabileceği hakkında fikirler edinmeye başlayacaksınız. Aynı zamanda, sizin ayrı bir kişi olduğunuza dair giderek daha fazla bilinçlenecektir.

Bebeğinizin kendisiyle ilgili olan farkındalığını, kendini aynada izleme şeklinden en iyi şekilde anlayabilirsiniz. Sekiz aya kadar, aynaya başka bir büyüleyici nesneymiş, belki de aynadaki başka biriymiş gibi davranmış olsa da bu zamanlarda tepkileri değişecek ve bu görüntülerin kendisine ait olduğunu anlayacaktır. Örneğin, aynaya bakarken kendi burnundaki bir lekeye dokunabilir veya saçının bir tutamını çekebilir. Bebeğinizle ayna oyunları oynayarak kimlik duygusunu pekiştirmesine katkıda bulunabilirsiniz. Birlikte aynaya baktığınızda, vücudunun farkı bölgelerine dokunup: “Bu Ayşe’nin burnu. Bu da annenin burnu.” Şeklinde bir oyun yaratabilir veya yansımanızla saklambaç oynayıp, aynaya girip çıkabilirsiniz. Aynaya bakarken yüz ifadelerinizi değiştirip duygularınızı da isimlendirebilirsiniz.

Zaman geçtikçe ve çocuğunuzun benlik kavramı güçlendikçe, yabancılarla tanışırken ve sizden ayrılırken daha az sorun yaşayacaktır. Aynı zamanda, kendine güveni de artacaktır. Önceden rahat olduğu sürece nispeten uyumlu olacağını biliyordunuz fakat artık çoğu şeyi kendine göre bir şekilde isteyecektir. Örneğin, önüne konan yemeklere veya nesnelere burnunu kıvırabilir. Belirli oyuncakları veya kişileri tercih edebilir. Bunun yanında, daha hareketli hale geldikçe, dokunmaması gereken şeylere dokunmaya başlayacağı için kendinizi sık sık “hayır” derken bulabilirsiniz. Çocuğunuz hayır demenize rağmen yaptığı davranışa devam edebilir. Bu gibi durumlarda, sabırlı ve kararlı olun ve bunun gelecekteki güç mücadelelerinin bir habercisi olduğunu bilin.

Bebeğiniz bu dönemlerinde, önceden alışık olduğu durumlardan ve nesnelerden korkabilir. Bu yaşlarda karanlıktan, gök gürültüsünden, elektrikli süpürge gibi gürültülü cihazlardan korkma durumu yaygındır. İleride bu korkuları onunla konuşarak bastırabilecek olsanız da ilk aşamada korku kaynaklarını ortadan kaldırmak gereklidir. Bu süreçte odasına gece lambası koymak, o yokken süpürge yapmak alacağınız tedbirlerden bazılarıdır. Sizin kontrolünüz dışında gelişen bir durumdan korkuyorsa, o gibi durumlar meydana geldiğinde, onun size ulaşabilmesi için yakınında olun. Gök gürüldediğinde veya bir uçak gürültülü bir şekilde geçtiğinde ona güvence verirseniz, korkularının yavaş yavaş azalmasına yardımcı olursunuz. Buna, kendini güvende hissetmek için size ihtiyaç duymadığı zamana kadar devam etmeniz gerekir. 

Her çocuğun gelişim basamaklarını göstermeye başladığı zaman değişiklik gösterir. Ancak yukarıda belirtilen aşamalar 8-12 ay çocuklarda gözlemlenmeye başlanması beklenen özelliklerdir. Eğer çocuğunuz bu yaşlarda hala yukarıda belirtilen özellikleri gösteremiyorsa bir çocuk doktoruna başvurmanız ve gözlemlerinizi aktarmanız iyi bir seçim olacaktır.

 

Kaynak:

American Academy of Pedistrics: HealthyChildren: Emotional and Social Development: 8 to 12 Months https://www.healthychildren.org/English/ages-stages/baby/Pages/Emotional-and-Social-Development-8-12-Months.aspx

Help Me Grow Minnesota: Social and Emotional Milestones: https://helpmegrowmn.org/HMG/DevelopMilestone/SocialEmotionalMilestones/index.html

Children’s Therapy & Family Resource Centre: Infant Developmental Milestones http://www.kamloopschildrenstherapy.org/social-emotional-infant-milestones

RaisingChildren: The Australian Parenting Website: 8-9 Months Baby Development https://raisingchildren.net.au/babies/development/development-tracker-3-12-months/8-9-months

 

Profesyonel destek almak için online randevu oluşturun.

İlginizi Çekebilecek Diğer Konular

Güvenli Bağlanma

Güvenli Bağlanma

Güvenli bağlanma, anne bebek arasındaki çok özel bir ilişkidir. Güvenli bağlanmanın sağlanması, bebeğinizde güven duygusunun gelişmesine ve hayatındaki ilişkilerde ona kolaylık sağlar.

Aylık haber bülteni almak, ücretsiz etkinliklerimize katılmak, atölye çalışmalarımızdan indirimli yararlanmak ve çocuğunuzun gelişimini takip etmek için ailemize katılın.

#Noema Aile'ye üye olun.